NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ
حَدَّثَنَا
سِمَاكُ بْنُ
حَرْبٍ عَنْ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
مَسْعُودٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ مَنْ نَصَرَ
قَوْمَهُ
عَلَى غَيْرِ
الْحَقِّ
فَهُوَ
كَالْبَعِيرِ
الَّذِي
رُدِّيَ
فَهُوَ يُنْزَعُ
بِذَنَبِهِ
(Hz. Abdurrahman b.
Abdullah b. Mes'ud'un) babasından demiştir ki: Kavmine haksız yere yardım eden
kimse (bir kuyuya yüzüstü) düşüp de kuyruğundan çekil(erek kurtarılmaya
çalışd)an deve gibidir.
İzah:
Hattabî (r.a)'ye göre
bu hadisin manası şöyledir:"Haksız yere kavmine yardım eden kimse günah
kuyusuna düşerek helak olmuştur. Artık kurtarılması mümkün değildir. Bu haliyle
o kuyruğundan tutulup da yukarı çekilerek kurtarılmaya çalışılan bir deveye
benzer."
Aliyyü'l-Kari'nin
açıklamasına göre bazıları bu hadis-i şerifte şöyle marja vermişlerdir:
Haksız yere kavmine
yardım eden kimse zulme yardım ettiği için kendisini helak etmiştir. Gerçi o
bu yardımıyla kendini ve kavmini yükseltmek istemiştir. Ama yükseltmek
amacıyla koşarken günah kuyusunun dibine düşüp helak olmuştur.
Böyle bir kimsenin hali
ise kuyuya yüzüstü düşüp de kuyruğundan asılarak kurtarılmaya çalışılan bir
deveye benzer. Tabii ki bu deveyi bu şekilde kurtarmak mümkün değildir.
Bazılarına göre de bu hadis-i şerifte kuyuya düşerek helak olup da kuyruğundan
çekilerek kurtarılmaya çalışıldığı halde kurtarılamayan deveye benzetilen
kinişe, haksız durumda olan kavmidir. Çünkü batıl ve zulüm üzerine olan herkes
Ölmüş demektir.
Bu kavme kavmiyetçilik
duygusuyla yardım etmek isteyen kimse de sözü geçen devenin kuyruğuna
benzetilmiştir. Nasıl ki kuyuya yüzüstü düşerek ölen bir deveyi tutularak
yukarı doğru çekilen kuyruğu kurtarmaya yetmezse bu adamın o kimseyi kurtarmak
için devreye girmesi de o deveyi kurtarmaya yetmeyecektir.
Netice itibariyle
mevzumuzu teşkil eden Hadis-i şerif, bir kimsenin sırf akrabalık ve soy
gayretiyle yakınlarından sudur eden haksızlıklara yardım etmesi haramdır.
Yukarıda bab başlığının altında da açıkladığımız gibi buna "asabiyyet
(kavmiyetçilik)" denir. İslam bunu kökünden kaldırmıştır.